Sevgili Okuyucular; Ben Zeynep. Bu kitabın yazarı. Belki de çoğunuz bubölümü okumadan geçer. Ama çok şey kaybedecektir. Çünkü bence kitaplarda önsözü okumayan insan o kitabı hiç okumamalıdır. Çünkü kitabı yazan kişinin duygularını okumazsak kitap çok kuru ve sıkıcı bir kitap olur. Kitapların önsözlerini okuyanlara ise çok teşekkür ederim. Lütfen okumayanlar yazdıklarıma üzülmesin. Bu kitabı neredeyse tüm çocukluğum Bayındır’da geçtiği için yazdım. Çok değişik anılarım oldu. Bebekken Bayındır’da bir tur atmadan uyumazmışım. Çeşitli viyaklamalarla mahalleyi uyutmazmışım. Zor bir bebek olduğum ve çok ağladığım için bana “ağlayan bebek” lakabı takılmış. Hatta babamın dedemin ve dedemin babası- nın da adı Ahmet olduğu için ve bebekken babamın tıpkısı- nın aynısı olduğum için tüm Bayındır beni erkek zannediyormuş. Hatta yolda bir kadın en nefret ettiğim renk olan pembe renkli bebek kıyafetimi göre göre Anneme: Küçük Ahmet çok şeker olmuş. Demiş. Annem kız olduğumu söylediğinde de inanmamış. Geçen sene babamla tarlaya gittiğimde babam kum yumuşak inme demişti; ama olur mu inmezsem çatlarım. 8 İZMİR’İN Babam tarlaya girdiğinde ayaklarımı sallamaya başladım terlikler düştü! Almaya inince ayaklarım da kuma girdi ve de çıkaramadım J . Terlikler yukarı çıktı ben aşağı indim. Babamın sesini duyunca bir çırpıda yukarı çıktım… Kısaca çok değişik anılarım oldu. Bayındırlı olmaktan gurur duyuyorum.Lütfen siz de doğup büyüdüğünüz topraklarla gurur duyun. Anadolu’muz (Türkiye’miz) çok zengindir, çok bereketlidir. Lütfen ülkemizi terk etmeyelim. Yarının büyükleri, biz başka ülkelere gidersek bu ülkenin hali ne olur!