Bu Senin Kaderindir
Aile bağlarının en kuvvetli olduğu toplumların başında bir zamanlar Müslümanlar gelirdi. Özellikle Anadolu halkı bu hususta zirvedeydi. Şartların değişmesi, eğitim sistemi ve inandığımız değerlerin zayıflaması, örf ve adetlerimizin çeşitli vesilelerle ortadan kalkması aile içi problemlerde zirve yapmıştır.
Aile içi fiziksel şiddete maruz kalan grupların başında kendilerini savunamayan, koruyamayan kadınlar ve çocuklar gelmektedir. Bu şiddet türlerinin başında cinsel taciz, dayak, ele geçirilen yaralayıcı her türlü alet ve cisimle gerçekleştirilen işkenceler gelmektedir. Bunlar yetmezmiş gibi ağır hakaret, aşağılama, hor görme, mahrum bırakma, temel hakları engellemeye maruz kalıyorlar. Kadının biriktirdiği malını ve parasını elinden alma, küçümseme, alay etme, dışlama, korkutma ve tehdit etme şeklinde şiddete maruz kalınabiliyor. Özellikle sözlü ve psikolojik şiddet, aile birliğini temelden sarsan ve birlikte yaşamayı kadınlar için tahammül edilemez hale getiren bir durumdur.
Toplumda maalesef çok büyük öfke patlamaları yaşanmaktadır. Birçoğu anlık öfke patlamalarıyla gelen ama çoğunlukla uyumsuzluklardan ve geçim sıkıntılarından beslenen birikimlerin sonucu olan şiddetli kavgalarda, rakip ve düşman olarak görmeye başladığı eşini döven hatta öldüren taraf, genelde erkek olmaktadır. Ülkemizde son yıllarda kadın cinayetlerinde korkutucu bir artış var.
Maalesef cahiliye dönemi adetlerini aşamamış bazı insanların, kızlarını ve hanımlarını namusu muhafaza duygusuyla öldürmekteler veya şiddet uygulamaktadırlar. Yaşanan birçok olaya intihar süsü verilmektedir. Bu cinayetlere delil ve şahit olmadığı için cezaî sorumlu bulunamıyor. İnandığımız kitap ve onun Peygamberinin emirleri hiçe sayılarak kadın; itilen, dövülen ve bir namus meclisi kararıyla doğrudan, intihara zorlanarak ya da intihar görüntüsü verilerek öldürülen biçare ve en savunmasız masum insanlardır.
Allah (cc) Kur’an’da:
“…Hiçbir kimse başkasının günah yükünü taşımaz. Sonunda hepinizin dönüşü Rabbinize olacak ve O da yaptıklarınızı size tek tek bildirecek ve dilerse bunların karşılığını verecektir. Gerçekten O, kalplerin en derin yerinde olan şeyleri dahi bilir.” (Zümer, 39/7)
Elinizde bulunan bu kitapta mutluluk hayalleriyle, yuvasından koparılan gencecik bir kızımızın başından geçen olayları, eşinin ve kayınvalidesinin uygulamış olduğu şiddet ve köleleştirmenin kısa öyküsüdür. Bu hayat hikayesi maalesef toplumda binlerce insan yaşamasına rağmen bu “Senin Kaderindir” diyerek şiddet ve zulmün üzeri kadının yakınları tarafından saklanmakta ve kapatılmaktadır. Daha kötü olanı ise kadınlar suçlanmaktadır.
Yazarımız Elif Doğan büyük bir özveriyle bu konuyu açık yüreklilikle işlemiş olup bu tür şiddete maruz kalanlara iradelerini kullanmaları gerektiğini, eğitimlerini ihmal etmemelerinin yanında, ayaklarının üzerinde durmaları konusunda yol göstermektedir. Yuvanın birlikteliği sevgi ve şefkat olduğunun açık bir belgesi niteliğinde bir çalışmadır. Hayatın her safhası sevgiyle, birlik ve beraberlikle Cennet haline gelecektir. Yuvaların Cennet olmasına vesile olması dilek ve temennilerimizle.
Olipso Yayınları